Malta’nın Golden Pasaport programı tartışma konusu oldu. Avrupa Komisyonu, vatandaşlığa ilişkin AB kurallarını daha ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, Avrupa vatandaşlığı elde etmek için gerçek bir vatandaşlık bağının veya daha önceden gelen gerçek bir bağın kanıtlanması gerektiğini belirtti.
Ancak Komisyon’un argümanları Başsavcı’nın onayını alamadı. Yine de, programın kaderinin kesinleşmesinden önce bir adım daha var, o da Avrupa Adalet Divanı’nın yatırım yoluyla Malta vatandaşlığı programı hakkında karar vermesi.
Başsavcı Anthony Collings’e göre, vatandaşlık konusu AB üyesi ülkelerin egemenliği altında. Dolayısıyla, bu durumda Malta vatandaşlığı olmak üzere, vatandaşlık vermek için kendi koşullarını belirleme hakkını saklı tutabilir. Collings’in görüşü kanunen uygulanabilir olmasa da, normalde Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın nihai kararında büyük önem taşıyor.
Henüz nihai bir karar alınmadı ve yakın zamanda kesinleşmesi bekleniyor. Yine de Malta hükümeti, Başsavcının vardığı sonuca olumlu bakıyor ve sonuçları olumlu değerlendiriyor.
Malta’nın Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Programı
Malta’nın 2020’de revize edilen ‘Doğrudan Yatırım Yoluyla İstisnai Hizmetler için Vatandaşlık Sistemi’, AB üyesi olmayan bireylerin ülkeye önemli mali katkılarda bulunarak Malta vatandaşlığı almalarına olanak sağlıyor.
Başvuru sahiplerinin gayrimenkul satın alma, Malta varlıklarına yatırım yapma ve Ulusal Kalkınma ve Sosyal Fona büyük bir katkıda bulunma gibi bir dizi koşulu yerine getirmeleri gerekiyor. Malta’da ilk olarak 2014 yılında uygulanan ve altı yıl sonra revize edilen golden pasaport programı, hem ülke içinde hem de dışında tartışmalara yol açtı.
Avrupa Komisyonu’nun Görüşleri
Avrupa Komisyonu, Malta’nın sisteminin AB hukukunu, özellikle de Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın (TFEU) 20. Maddesini ihlal ettiğini iddia ederek yasal itirazda bulundu. Komisyon, bu girişimin, başvuru sahibinin Malta ile şu anda ya da önceden bir ilişkisi olduğunu kanıtlamadan vatandaşlık verilmesine olanak tanıdığını ve AB üyeliğinin bütünlüğüne zarar verdiğini belirtti.
Komisyon halihazırda Malta ve Kıbrıs’a programlarını durdurmaları çağrısında da bulunmuştu. Başsavcıya göre Komisyon, AB hukukunun, herhangi bir AB anlaşmasında özel olarak belirtilmeyen böyle bir ilişkiyi gerektirdiğini gösteremedi.
Komisyon, AB mevzuatının vatandaşlığın pek çok yönünü kapsamakla birlikte, vatandaşlığın elde edilmesine ilişkin belirli ön koşulları tanımlamadığını açıkladı. Vatandaşlık konusu, ulusal egemenlik ve kimlik idealleri doğrultusunda ulusal hükümetlerin takdirinde. Malta’nın, insanların finansal yatırımlarla vatandaşlık almalarına izin veren vatandaşlık politikasının, ülkenin kendi yasalarına bağlı kalması halinde AB yasalarını ihlal etmediğine karar verdi.
Malta Vatandaşlık Programı’nın Geleceği Ne Olacak?
İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada komisyonun kararını Malta’nın pozisyonunu teyit eden bir karar olarak memnuniyetle karşılarken, bu kararın ülkenin vatandaşlık kararlarının ulusal hükümetlere bırakılması gerektiğine dair uzun süredir sahip olduğu inancı teyit ettiğini kaydetti.
Bakan Byron Camilleri, kararın Malta’nın iddialarını desteklediğini belirterek, vatandaşlığın hala ulusal bir yetki konusu olduğunu ekledi. Camilleri, hükümetin kararı ve sonuçlarını dikkatle incelemeye devam edeceğini belirtirken, Başsavcının bulgularının devam eden davada ileriye doğru atılmış olumlu bir adım olduğunu ifade etti.
“Nihai kararı beklerken, bu ileriye doğru atılmış olumlu bir adımdır. “Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz” diye ekledi.
Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Başsavcı’nın görüşü Malta’nın yatırım yoluyla vatandaşlık programını desteklemekte ve bunun ülkenin egemenlik hakkı olduğu fikrini savunmakta. Ancak nihai kararı Avrupa Adalet Divanı açıklayacak.